Pages

Ads 468x60px

10.13.2012

Aile içi şiddetin sonuçları

Aile içi şiddetin şiddete ve saldırganlığa yönelik davranışlara yol açtığı gibi intihar gibi olumsuz sonuçlar doğurabildiği belirtildi.


Geçtiğimiz günlerde Trabzon’un Tonya ilçesinde aile içi şiddetin küçük yaşta bir çocuğu intihara sürüklediğini hatırlatan Trabzon Özel İmperial Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Şenol Anaç, aile içi şiddetin olduğu bir ailede büyüme, şiddete maruz kalmanın intihar gibi olumsuz sonuçlar doğurabileceğini söyledi. Çocukta kişiliğin oturmasında ilk beş yılın çok önemli olduğunu ifade eden Anaç, kişinin bedensel ve ruhsal açıdan, zarar görmesine, yaralanmasına veya sakat kalmasına neden olan davranışların hepsine ‘şiddet’ dendiğini kaydeden Dr. Anaç “Şiddeti, fiziksel, duygusal, ekonomik ve cinsel şiddet diye sınıflandırabiliriz. Şiddete ve saldırganlığa yönelik davranışlar yaşamın erken dönemlerinde öğrenilir. Kişiliğin oluşumunda ilk beş yıl önemlidir. Bu nedenle aile temeldir.
Sonrasındaki okul ise, ailede alınan en iyi yada kötü eğitimi, şekillendirme, düzeltme ve çocuğu toplumsallaştırmaya çalışır. Aile içi şiddetin olduğu bir ailede büyüme, şiddete maruz kalma, öğrenilme yoluyla, şiddete yatkınlık oluşturur. Medyanın şiddete uygulayan kahramanlar oluşturması ve ergenlerin bunları örnek alması ile yine medyanın şiddet olaylarını denetimsiz yayımlanmasıyla şiddete karşı duyarsızlık ve uygulanabilirlik düşüncelerin gelişmesi şiddete eğilimi artırmaktadır. Tüm bunların yanında aile içi şiddet intihar gibi istenmeyen sonuçlara da yol açabilir” dedi.
Ekonomik zorluklar, kültürel çalışmalar ve gelecek korkusunun bireylerde, umutsuzluk, bunalım ve öfke duygularının oluşmasına sebeb olduğunu kaydeden Dr. Anaç “İletişim becerilerinin yetersizliği, dürtü kontrol bozukluğu, alkol ve madde kullanımı, antisosyal ve narşistik, paranoid kişilik bozukluğu şiddet eğilimini artıran psikiyatrik nedenlerdir. Çözüm olarak bireysel çözümler yerine, toplumsal çözümler daha etkileyici olacaktır.
Anne baba eğitimi, okullarda psikolojik danışmanlıkta rehberliğe ağırlık verilmesi, medyanın şiddet içerikli yayınlarına öz denetim uygulaması, şiddet uygulayan kahramanlar yerine, bilimde, sanatta, sporda başarılı kahramanlar ön plana çıkarılması çocuk ve ergenler üzerinde etkili olacaktır. Yine ekonomik çözümler, topluma psikiyatrik yardıma ulaşabilirliliği artırma şiddeti önlemede etkili olacaktır. Sonuç olarak geçmiş yıllara göre daha zengin ve eğitimliyiz. Fakat amaç, eğitim, refah ve mutluluk olmalı" şeklinde konuştu.

1 kiloda 1 tanesi zehirleyebilir

Doğadan mantar toplayıp yeme alışkanlığının yaygın olduğu ülkemizde her yıl çok sayıda kişi mantar zehirlenmesi nedeni ile hayatını kaybediyor.
Ormanlarda yetişen yüzlerce tür mantarın içinde yenilebilir olanların yanı sıra zehirli türlere de oldukça sık rastlanıyor. Ancak zehirli mantarı diğerlerinden ayırt etmek neredeyse imkansız. Memorial Şişli Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi’nden Uz. Dr. İlhan Ocak, mantar zehirlenmeleri ve uygulanacak ilk müdahale hakkında önemli bilgiler verdi.

1 KİLO YENEBİLİR MANTAR ARASINDAN 1 TANESİ BİLE SİZİ ZEHİRLEMEYE YETEBİLİR

Kültür mantarları dışındaki yabani mantarlar, içeriğindeki toksinler nedeniyle zehirli olabiliyor. Mantarın renk, boyut gibi özelliklerinden zehirli olup olmadığı anlaşılamıyor. Halk arasında yaygın olarak bilinen, “Piştikten sonra çatal batırdığında rengi gümüş oluyorsa zehirlidir” tanımı da maalesef doğru değil. Tecrübeli insanlar bile zehirli mantarı ayırt edemiyor. Yenebilir mantarlar arasına karışan bir tek zehirli mantar bile çok acı sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle bu tür mantarlar her ne şekilde olursa olsun tüketilmemelidir.

BELİRTİLER 12  SAAT İÇİNDE KENDİNİ GÖSTERİR

Nemli ortamlarda, ağaç kenarlarında yetişen yabani mantarlar yendikten sonra hiçbir belirti vermeyebilir. Bu süre 6 saatten 12 saate kadar uzayabilir. Bu süre sonunda bulantı, kusma, baş ağrısı, halsizlik gibi basit şikayetler görülür. Bu şikayetler mantar yiyen bir kişi için uyarıcı olmalı ve kişi en kısa sürede bir sağlık merkezine başvurmalıdır. Bu süreç kişiyi 3-4 gün içinde böbrek yetmezliğine, karaciğer yetmezliğine hatta ölüme kadar götürebilir. Bu nedenle bu süre çok önemli. İlk belirtilerle hastaneye başvuran kişiye “pheresis” denilen kan değişim programı uygulanır. Kişinin kanının belli bir oranı makinanın içinden geçirilir. Filtrede hücreli kısımlar, alyuvar ve akyuvarlar ayrılır ve tekrar hastaya verilir. Hücresiz kısım ise atılıp hastaya yeni kan verilir. Hastanın klinik durumuna göre günde 1 ya da 2 kez bu işlem uygulanır. Buna rağmen belirtiler ortadan kalkmıyorsa acilen nakil sürecine geçilir.

BU ÖNLEMLER HAYAT KURTARIR!

- Kültür mantarı dışında, ormanlarda yetişen yabani mantarları tüketmeyin.
- Öncelikle mantar yediğinizi kesinlikle unutmayın. Olası bir zehirlenme durumunda yaşayacağınız basit belirtilerin başka hastalıklarla karıştırılmaması için mantar yediğinizi doktorunuza söylemeniz gerekmektedir.
- Bulantı, kusma, baş dönmesi gibi hafif belirtiler görüldüğünde en yakındaki donanımlı, canlıdan canlıya organ nakli yapabilen bir sağlık kurumuna başvurun. Çünkü, bu belirtiler görüldükten sonra hastanın yaklaşık 5 günü olduğu düşünülürse hastanın hastaneler arası transferi de zaman kaybı olacaktır.
- Hastaneye iyi bir analiz vermeniz gerekmektedir. Mantarı ne zaman yediğiniz, belirtilerin tam olarak ne zaman başladığı tedavinin yönü açısından oldukça önemlidir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız